Yeditepe Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Barış Gençer Baykan, pandemi sonrası yeni bir dünyanın bizi beklediğini anımsatarak “Covid-19 pandemisi sonrası çoğu iktisadi ve siyasi analizin ve modelin değişmesi ve güncellenmesi gerekecek” dedi
Dünya şaşkın! Durdurulamaz ölümcül virüs salgını, distopik filmlerin/kitapların başat konusu olsa da insanlık, 1-2 metreden fazla yaklaştığında herkese bulaşan, herkesi öldürebilen ve dahası herkesi evine kapatan bir virüs ihtimaline hiç de hazır olmadığını gösterdi.
Ocak ayından bu yana sosyo-ekonomik veya politik sınıf ayırt etmeksizin dünyanın en ücra köşelerindeki insanlara dahi bulaşarak yüzbinlerce kişiyi öldüren, yüzbinlercesini ölümle burun buruna getiren ve milyonlarcasını ölüm korkusuyla başbaşa bırakan Covid-19, bin yılların birikimiyle kurduğumuz devasa sistemlerin bizi bir virüsten dahi kurtarmak için yeterli olmadığını gösterdi. Dolayısıyla pek çok sistem sorgulanmaya, pandemi bittikten sonra “yeni bir dünya ihtimali” de düşünülmeye başladı.
“Erken ve Etkin Politikalar Üretilmeli”
Yeditepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü Başkan Yardımcısı Dr. Öğretim Üyesi Barış Gençer Baykan, Covid-19 pandemisi sonrası dünyaya dair öngörülerini paylaştı.
Baykan, elimizde yeterince veri olmaması nedeniyle henüz etraflıca analizler yapabilmek için çok erken olmasına karşın yaşananlardan geleceğe dair ipuçları çıkartmamızın mümkün olduğunu ifade etti. Bilimsel uyarıları çok ciddiye almak gerektiğine işaret eden Baykan, erken ve etkin politikalar üreterek gelebilecek krizin ekonomik ve sosyal etkilerini azaltmak gerektiğine dikkat çekti. Baykan, “Covid-19 pandemisi sonrası çoğu iktisadi ve siyasi analizin ve modelin değişmesi ve güncellenmesi gerekecek” dedi.
“İmkânsızlar Denenecek”
“Daha adil ve demokratik bir dünyaya uyanacağız demek zor” ifadelerini kullanan Baykan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Değişim çok hızlı olmayabilir ama bugüne kadar hayata geçmesini imkânsız gördüğümüz politikalar ve uygulamalar tartışılacak, bazı ülkelerde veya kentlerde denenecek. Sağlığın kamulaştırılması, evrensel temel gelir, zenginler için daha yüksek vergiler gibi. Diğer yandan eşitsizlikler artacak, işsizlik yükselecek. Kuzey – Güney arasındaki makas açılabilir. Öncelikle tabii ki evdeki yangını söndürmek için kaynakların sağlığa ve ekonomi olarak zora düşen ülkelere ve sosyal gruplara aktarmak lazım.”
Ülkeler Dayanışmada Sınıfta Kaldı
“Uluslararası toplum cılız bir dayanışma sergiledi” diyen Dr. Öğr. Üyesi Baykan,
“İklim değişikliğinin etkileriyle başa çıkmada maalesef başarısız bir provaya şahit oluyoruz. Pandemi sonrası milliyetçilik yükselecekse üst düzey işbirliği gerektiren iklim mücadelesi sekteye uğrayacaktır. Son 3 aydır ekonomik faaliyetlerin azalması sonucunda küresel sera gazı emisyonlarında yüzde 6’lık bir düşüşe denk geleceği öngörülüyor. Ekonomiler toparlandıkça emisyonlarda hızlı artışlar öngörebiliriz ki iklim için iyi olmayacaktır” diye konuştu. Enerji piyasasında Amerikan petrolünün fiyatının çakılmasının enerji ve iklim ilişkisinde sonuçları olacağını kaydeden Baykan, şu öngörülerini paylaştı:
“Talep düştükçe fiyatlar düşük seviyelerde seyredecektir. Petrol şirketlerinin karlılığı azalacak, bir kısmı da batacaktır. Temiz enerjiye geçişi kolaylaştırıp kolaylaştırmayacağı ise henüz belirsiz.”
“Pandemiler Kentleri Şekillendirir”
Geçmiş deneyimleri inceleyerek kentlerin geleceğini öngörebileceğimizi ifade eden Baykan, “Pandemiler her zaman kentleri şekillendirmiştir. Vebadan, koleradan ders çıkaran insanlık kentlerin altyapı, su, hijyen vs. konularını çözmek için irili ufaklı adımlar atmıştır. Koronavirüs kentlerimiz ile ilgili de birçok sorgulamayı beraberinde getirdi. Nüfus yoğunluğu, hava kirliliği, gıda lojistiği, kırılgan gruplar ve yeşil alanlar gibi konular örneğin. Hepsini gözden geçirmemiz gerekecek.”
“Mahalleye Dönüş Yaşanabilir”
İtalya örneğini veren Dr. Öğr. Üyesi Barış Gençer Baykan, bu ülkede normal yaşama dönerken arabalara izin verilmeyeceğini, bisikletlerin önceliklendirileceğini anımsattı. Büyük alışveriş merkezlerinin geleceğinin ise tehdit altında olduğunu kaydeden Baykan, şunları kaydetti:
“Açık alanların, yeşil alanların önemi artmış durumda. Kentlerde yaşam sosyal mesafe gözetilerek düzenlenmeye çalışılacak. Kalabalıklardan uzak günler bizi bekliyor. Bireysel aktiviteler artacak ve çok küçük gruplar bir arada bulunabilecek; dijital sosyalleşme yöntemleri artacaktır. Kentte eğlence hayatı, toplu sportif etkinlikler azalacaktır. Belki mahalleye, semte dönüş başlayabilir.Küçük çapta ortak alanlar yaratılabilir yerel yönetimler tarafından. Ulaşımda araba paylaşımın ve toplu taşımanın etkisinin azalacağı yönünde görüşler var. Hem bisikletlerin hem de özel araçların sayısı artabilir.”
“Toplumsal Krizler Tetiklenebilir”
Şu an siyasal ve toplumsal yaşama büyük bir belirsizliğin hâkim olduğuna işaret eden Baykan, “Sağlık krizi ekonomik bir krize dönüşebilir. O da toplumsal krizleri tetikleyebilir. Pandemi hafiflediğinde ortaya çıkacak ekonomik ve toplumsal koşullar ve eşitsizliklerin artma ihtimali yeni ve görmediğimiz düzeyde kitlesel hareketler doğurabilir. Hükümetler de salgın koşullarını fırsat olarak değerlendirip sosyal hareketleri yasaklama, yurttaşları izleme ve takip mekanizmaları geliştirme ve bazı hakları budama yoluna başvurabiliyorlar” diye konuştu.