Prof. Dr. Tayfun Uzbay: “Kronik hastalıkları olanlar grip aşısı yaptırmalı”
Hastalıklardan korunmanın hastalığa yakalanıp tedavi olmaktan çok daha güvenli ve ekonomik olduğunu belirten Prof. Dr. Tayfun Uzbay, aşılamanın önemine işaret ediyor. Özellikle kronik hastalıkları olan ve 65 yaşın üzerinde olan kişilerin her yıl mevsimsel grip aşısını ve pnömoni aşısını yaptırmaları gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Tayfun Uzbay, “Bu kişiler için sadece Covid-19 değil, bu aileden gelen diğer grip virüsleri de ciddi risk taşır” uyarısında bulundu.
Her yıl Nisan ayının son haftası Dünya Aşı Haftası olarak kutlanıyor. Bu özel haftada aşının ve aşılamanın önemine dikkat çekilmesi hedefleniyor.
Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Başkanı ve Rektör Danışmanı Prof. Dr. Tayfun Uzbay, aşının insanları hastalıklardan koruduğunu, bu nedenle aşının güvenilir bir korunma aracı olduğunu vurguladı.
Aşı virüsler üzerinde oldukça etkili
Prof. Dr. Tayfun Uzbay, lokal ve küresel hastalıklar üzerinde aşının etkisine işaret ederek şunları söyledi:
“Aşıların en etkili olduğu alan bakteri ve virüsler gibi mikroorganizmaların neden olduklarıdır. Bunlar bazen lokal veya küresel salgınlara da neden olurlar. Ya da salgına dönüşmese de tüm dünyada yaygın ölümlere neden olurlar. Aşı salgınların önlenmesi veya var olan bir salgının bitirilmesi için en etkili yoldur. Hastalıklar ve salgınların aşılama yolu ile önlenmesi, hem sağlığın korunması hem de ekonomik kaynakların hastalık tedavisi ve bakım hizmetlerine harcanması yerine sistemin iyileştirilmesi ve refahın artırılmasına katkı vermesine yardımcı olur. Çiçek, İspanyol gribi ve kızamık gibi salgınlar dünyada önemli can kayıplarının yanı sıra ekonomik zorlanmalara da yol açmıştır. Aşılar sayesinde bu gün bu hastalıkları konuşmuyoruz bile.”
Kronik hastalığı olanlar grip aşısı olmalı
Küresel salgına neden olan Covid-19’un bir aşısının henüz bulunmadığını söyleyen Prof. Dr. Tayfun Uzbay, “Covid-19 aşısı için umut verici çalışmalar devam ediyor. Mevcut grip aşıları koronavirüsten korumaz. Özellikle kronik hastalıkları olan ve 65 yaşın üzerinde olan kişilerin her yıl mevsimsel grip aşısını ve pnömoni aşısını yaptırmaları gerekir. Bu kişiler için sadece Covid-19 değil, bu aileden gelen diğer grip virüsleri de ciddi risk taşır” uyarısında bulundu.
Aşılar vücudu virüslere karşı hazırlıyor
Verem aşısı ve kızamık aşısı gibi aşıların immün sistemi daha hazırlıklı yaptığı ve bu tür salgınlarda koruyucu olabileceği konusunun tartışıldığını belirten Prof. Dr. Tayfun Uzbay, “Bu konuda henüz kesin bir kanıt yok. Daha önceden yaptırılmış olan bu tür güçlü koruyucu özelliği olan aşıların vücudun immün sistemini daha hazırlıklı hale getirdiği bir gerçek. Pandemi süreci öncesinde düzenli aşılarını yaptırmış kişilerin immün sistemlerinin daha dirençli olacağı akla yatkın.Verem aşısının yoğun kullanıldığı bölgelerde ölümlerin daha düşük olduğuna dair bazı veriler var ancak bunların da teyide ihtiyacı var. Pandemi sona erdiğinde geriye dönük olarak tüm veriler değerlendirilecek. O zaman belki bu konuda daha kesin bir şeyler söyleyebiliriz” dedi.
Covid-19 aşısı hızla geliştirilmeli
Aşı geliştirmede ilk basamağın öncelikle hastalık etkenini iyi tanımak, ikinci aşamada ise onu izole etmek olduğunu söyleyen Prof. Dr. Tayfun Uzbay, “İlk iki basamak geçildi. Yani düşmanı iyi tanıyoruz ve izole etmeyi başardık. Virüsü izole eden ülkeler arasında Türkiye de var. Sonraki aşamalar hücre, hayvan ve insan çalışmaları gibi çeşitli basamaklar içeriyor. Bu basamakların her birinin de belli süreler alan çalışma paketleri var. İyi teknolojiye ve alt yapıya sahip, iyi bir ekip ile bu süreç 1,5 ila 2 yıllık bir zaman alır. Ancak Covid-19 bir pandemi. Yani küresel bir salgın. Bir an önce bitirilmesi gerekiyor. Aksi takdirde ölümlerin çok daha fazla olması ve salgın sonrası dünyanın ciddi bir ekonomik kriz yaşaması kaçınılmaz. Bu nedenle, sürenin kısaltılması adına bazı basamaklar daha hızlı geçilebilir” dedi.
Erken Covid-19 aşısı riskleri barındırıyor
Prof. Dr. Tayfun Uzbay, laboratuvarlar arası bilgi paylaşımı ve ortak çalışma yapma arzusunun yüksek olduğunu ifade etti ve sözlerine şöyle devam etti: “Bu da sürenin kısaltılması için iyi bir itici güç. Aşının ortaya çıkma süreci belki daha da kısalabilir. Örneğin yaklaşık 6 ayda yani Eylül Ekim gibi bir aşı kullanıma sunulabilir. Erken aşıda iki riski göze almak zorunda kalabiliriz. Birincisi bazı kademeler hızlı geçildiği için uygulama esnasında bazı yan etkiler can sıkıcı olabilir veya aşıyı kullanmamayı gerektirebilir. İkincisi de yeterli derecede yüksek oranda bir koruma sağlamayabilir. Aşı piyasaya sunulmadan önce yetkili birimler bu iki risk çerçevesinde ciddi değerlendirmeler yapacaktır. Pandemi hızını kesmez ise bu iki risk göze alınarak uygulamaya geçilebilir. Pandemi izolasyon, hijyen ve başka tedaviler ile kontrol altına alınırsa etkili bir aşı için gerekli süre sonuna kadar kullanılır diye düşünüyorum.”