Sabri Ülker Vakfı ve The Nutrition Society ortaklığında Türkiye’de ilk defa düzenlenen “Sağlık İçin Beslenmenin Rolü” konferansı, dengeli beslenmenin toplum sağlığının geleceği için oynadığı kritik öneme dikkat çekti.
En son araştırmalara göre Türkiye’de sağlık okuryazarlığı konusunda yetişkin nüfusun büyük kısmı “yetersiz” veya “sorunlu” bilgi düzeyine sahip. Beslenme konularında eksik veya hatalı bilgi edinme yani yetersiz sağlık okuryazarlığı, Türkiye’de obezite ve aşırı kilolu olma durumunu, erkeklerde yüzde 20, kadınlarda ise yüzde 28’e taşıyor. Bireylerde eğitim düzeyi düştükçe hastalık oranı da artıyor.
Sağlıklı beslenme alanında toplumsal farkındalığı ve bilinci artıracak projeler hayata geçiren Sabri Ülker Vakfı ile dünyada beslenme konusunda en köklü kurum kabul edilen The Nutrition Society, beslenme dünyasının önde gelen isimlerini İstanbul’da bir araya getirdi. Toplum sağlığının geleceği için dünyaca ünlü bilim insanları, 25-26 Mayıs 2022 tarihlerinde İstanbul’da gerçekleştirilen “Sağlık İçin Beslenmenin Rolü” konulu konferansta sağlıklı yaşama dair en son bilgiler paylaşıldı.
Basın toplantısında bir araya gelen The Nutriton Society, Sabri Ülker Vakfı yöneticileri ve uzmanlar konferansın önemine değinerek sağlık okuryazarlığı, Türkiye’de ve Avrupa’da obezite, İngiltere ve Türkiye’deki beslenme alışkanlıkları konularını değerlendirdi.
Sabri Ülker Vakfı Genel Müdürü Begüm Mutuş, The Nutriton Society iş birliğiyle dünyaca ünlü bilim insanlarına ev sahipliği yaptıklarını söyleyerek; ideal sağlığa ulaşma ve muhafaza etme konusunda beslenmenin rolünün daha iyi anlaşılması için en güncel bilgileri kamuoyuyla paylaştıklarını ifade etti. Doğru bilgilenme için sağlık okuryazarlığının kritik önem taşıdığını aktaran Begüm Mutuş, “Toplum olarak sağlık okuryazarlığımız maalesef yeterli değil. Bugün araştırmalara da baktığımızda Türkiye nüfusunun 35 milyonunun sağlık konusunda doğru okumayı yapamadığını görüyoruz. Sağlık okuryazarlığının yetersizliği ise maalesef sağlığı olumsuz etkileyen en önemli risklerin başında geliyor” dedi.
Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölge Ofisi tarafından açıklanan 2022 Avrupa Obezite Raporu’na göre Türkiye’de her 5 kişiden 1’inin aşırı kilolu veya obez olduğunun altını çizen Mutuş, “Obezite Avrupa’da neredeyse salgın boyutuna ulaşmış durumda. Türkiye ise Avrupa ülkeleri arasında obezite ve aşırı kilo sorununun en yaygın olduğu ülke olarak dikkat çekiyor. Toplum olarak bu durumu göz ardı etmeden önlem almalı ve sağlık okuryazarlığı düzeyimizi yeterli seviyeye taşımalıyız” dedi.
Yetişkin nüfusun 35 milyonu sağlık konusunda doğru okumayı yapamıyor
Dünya genelinde toplum sağlığı konusunda en büyük risklerden biri olan bilgi kirliliği ve sağlık okuryazarlığının yetersizliği bireylerin kişisel sağlığını olumsuz yönde etkileyen en önemli risklerden birini oluşturuyor.
Türkiye Sağlık Okuryazarlığı Düzeyi ve İlişkili Faktörleri araştırmasına göre, Türkiye’de sağlık okuryazarlığı konusunda yetişkin nüfusun yüzde 24,5’i “yetersiz”, yüzde 40,1’i ise “sorunlu” bilgi düzeyine sahip. Yani 53 milyon yetişkin nüfusun, 35 milyonunun sağlık okuryazarlığı yeterli düzeyde değil. Araştırmaya göre, sağlık okuryazarlığı düzeyi yetersiz olanların yüzde 43,5’i bir hekim tarafından teşhis edilmiş bir hastalığa sahip. Bu veriler sağlık okuryazarlığının eksikliğinin hastalık oluşmasında en önemli faktörlerden de biri olduğunu gösteriyor.
The Nutrition Society Başkanı Julie Lovegrove, “The Nutrition Society olarak bireylerin beslenme ile ilgili doğru bilgilenmelerinin ve sağlık okuryazarlığının toplum sağlığı açısından kritik bir önem taşıdığına inanıyoruz. Sabri Ülker Vakfı ile birlikte beslenme eğitimine odaklanan bu önemli etkinliğe ev sahipliği yapmaktan büyük memnuniyet duyuruyoruz” dedi.
Türkiye’de ortalama yaşam 78, İngiltere’de 80 yıl
İngiltere ve Türkiye’deki beslenme alışkanlıklarını kıyaslayan Royal Society Of Medicine Üyesi Prof. Dr. Julian Stowell, şunları söyledi: “Dünya Sağlık Örgütü’nün son verilerine göre doğumdan itibaren yaşam süresi ortalaması Türkiye’de kadınlar için 76, erkekler için 80 yıldır. Birleşik Krallık’ta ise kadınlar için 79, erkekler için 82 yıl. Aradaki fark az olmakla birlikte sağlıklı geçen yaşam süresi düşünüldüğünde fark daha da azalıyor. Bu süre Türkiye’de ortalama 78 yıl, Birleşik Krallık’ta ise 80 yıl. Bu nedenle, kronik hastalıklara ve rahatsızlıklara ileriki yaşlarda yakalanmamız kuvvetli ihtimal olarak karşımıza çıkıyor. Sağlık okuryazarlığı ile doğru beslenme alışkanlıklarının edinilmesi, ortalama yaşam süresinin de gün geçtikçe artabileceğini düşündürüyor.”
“Türkiye’de kalp hastalıkları ilk sırada”
Türkiye’de nüfusun yüzde 35,8’ini oluşturan ölüm nedenlerinin başında kardiyovasküler hastalıkların geldiğini ifade eden Prof. Dr. Julian Stowell; “Birleşik Krallık’ta kardiyovasküler hastalıklardan ölümlerin nüfusun yüzde 28,6’sını oluşturduğu tahmin ediliyor. Ölüme ve hastalığa sebebiyet veren, bulaşıcı olmayan en önemli hastalıklar arasında kanser, kardiyovasküler hastalıklar, kronik solunum yolu hastalıkları ve diyabet, her iki toplumda da ilk sıralarda yer alıyor. Obezite ise her iki ülke için de ciddi bir sağlık sorunu olarak öne çıkıyor. Bu bilgiler iç karartıyor ama umut yine de var. Dünya Sağlık Örgütü; kötü beslenme, fiziksel hareketsizlik, tütün kullanımı ve aşırı alkol tüketiminin en önemli değiştirilebilir risk faktörleri olarak belirtiyor. Daha sağlıklı bir yaşamın sırrı küçük yaşlardan itibaren ailelerimiz ve öğretmenlerimiz tarafından bizlere sunulacak doğru sağlık okuryazarlığı eğitiminde saklı. Bu yönde hükümetler mutlaka yeni müfredatlar geliştirerek küçük yaşlardan itibaren sağlıklı yaşamın önemini aktarmalı” dedi.
Obezite riski artıyor
Türkiye’deki beslenme durumunu ortaya koyan en kapsamlı araştırmalardan biri olan Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması (TBSA) 2019 verilerine göre; yetişkin nüfusta obezite, erkeklerde yüzde 20, kadınlarda ise yüzde 28’e varan oranlarda değişiklik gösteriyor.
2022 Avrupa Obezite Raporu’na göre ise Türkiye’de yetişkinlerin yaklaşık yüzde 67 aşırı kilo veya obezite sorunu ile karşı karşıya bulunuyor. Ayrıca rapora göre erkeklerin yaklaşık yüzde 25’inin, kadınların ise yaklaşık yüzde 40’ının obez olduğu ortaya konuluyor. Bu durum gün geçtikçe artan obezite yaygınlığına işaret ediyor. Bununla birlikte, Türkiye’de eğitim düzeyi düşük olan yetişkin bireylerin obezite riskiyle daha fazla karşı karşıya olduğu belirtiliyor.
Beslenmedeki küresel zorluklar ve yeni çözümler tartışıldı
Konferansta Royal Society Of Medicine Üyesi Prof. Dr. Julian Stowell’ın yanı sıra Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Obezite Diyabet Metabolik Hastalıklar Daire Başkanı Doç. Dr. Nazan Yardım, Harvard Üniversitesi Sabri Ülker Merkezi Başkanı Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil, Newcastle Üniversitesi’den Prof. John Mathers, Finlandiya Sağlık ve Refah Enstitüsü’nden Prof. Erkki Vartiainen, Hacettepe Üniversitesi’nden Prof. Serhat Ünal, İngiltere Sağlığı Geliştirme ve Eşitsizlikler Ofisi, Sağlık ve Sosyal Bakım Departmanı’ndan Dr. Alison Tedstone, Kent Üniversitesi’nden Prof. Halit Tanju Besler ve Hacettepe Üniversitesi’nden Prof. Mine Durusu Tanrıöver gibi önemli isimler konuşmacı olarak yer aldı.
Konferansın ilk gününde, sağlığın korunmasında beslenmenin rolü, COVID 19 zamanında beslenme, bağışıklık fonksiyonu ve sağlık, Türkiye’de obezite ve diyabete yönelik halk sağlığı girişimleri, gizli açlık gibi konular ele alındı. Konferansın ikinci gününde ise sağlık ve hastalıkta metabolik düzenlemenin yeni moleküler ve mimari belirleyicileri, T.C. Sağlık Bakanlığı’nın son faaliyetleri, Birleşik Krallık Beslenme Bilimsel Danışma Komitesi’nin (SACN) son faaliyetleri tartışıldı.
İki gün sürecn konferansın sonunda konuşmacıların katılımıyla düzenlenen yuvarlak masa toplantısında toplum sağlığının geleceği için alınması gereken ivedi aksiyonlar hazırlanarak bir bildiri yayınlandı.