Robotlu Makineler Yerli ve Milli ROBOCAM’in Kontrolü Altında

0
1157
Robocam_TurkiyeninKontrolUnitesi

Robot otomasyon sistemlerinin kontrol mekanizmasını yapamadığı için dışa bağımlı olan Türkiye, kendi yerli ve milli 2.5 eksen kontrol ünitesini üretti

Otomotiv, savunma, havacılık, genel makine imalatı, kalıpçılık, beyaz eşya gibi sektörlerin temel imalat enstrümanı olarak nitelendirilen takım tezgahları sektörünün lider markası Tezmaksan tarafından üretilen ROBOCAM, şirketin Türkiye Endüstri 4.0 dünyasına CUBEBOX ve Kapasitematik’ten sonra kazandırdığı üçüncü çalışması oldu.

Dünyayı etkisi altına alan korona virüsü (Kovid-19) salgını ile birlikte Endüstri 4.0 ile hayatımıza giren robotlu üretim, otomasyon ve uzaktan takip sistemleri çok daha fazla tartışılır hale geldi. Türkiye’nin bu konudaki yeterliliği henüz istenen seviyede olmasa da, uzaktan üretimin devamını sağlayan teknolojiler konusundaki birikimi her geçen gün artıyor. İleri teknoloji üretimi için Ar-Ge departmanına yıllık cirosunun yüzde 2’sini aktaran Tezmaksan, Endüstri 4,0 odaklı ürün grubuna bir yenisini daha ekledi.

Yerli robot kontrol ünitesi üretildi

Kendi üretimi olan robotlu otomasyon sistemi CUBEBOX’ta kullanılmak üzere geliştirilen ROBOCAM Türkiye’nin alanında yerli-milli tek kontrol ünitesi olarak görülüyor. CUBEBOX’ın yanı sıra diğer markaların robotlu makinelerinde de kontrol ünitesi olarak kullanılmaya başlanan ROBOCAM iç pazarda satışa sürülürken, uluslararası pazar için gün sayıyor.

Türkiye’nin Endüstri 4.0 konusunda deneyim biriktiren firmalarının bulunduğunu, salgın ya da benzeri olağanüstü durumlarda üretiminin devamının mümkün olabileceğine dikkat çeken Tezmaksan Genel Müdürü Hakan Aydoğdu, şirket olarak yedi yıl önce bir karar alarak teknoloji üretmeye başladıklarını hatırlattı. Yakın zamanda robotlu otomasyon sistemi CUBEBOX’ı ürettiklerini anlatan Aydoğdu, “Yerli robotlu otomasyon sistemimizin kontrol ünitesinin de yerli olmasını istedik ve ROBOCAM’ı tasarladık. Yine yerli ve milli robotlu otomasyon sistemi olarak geliştirilen CUBEBOX, verimliliği arttırdığı gibi, hatalı duruşa ve hataya izin vermiyor. Operatör robot işbirliğine yeni bir boyut kazandıran CUBEBOX, fabrikanın insansız çalışması gereken süreçlerinde de rahatlıkla kullanılabiliyor. Türkiye kontrol ünitesi üretmediği için küresel piyasada ürünlerinin rekabetçiliği, ne yazık ki istenen seviyede değil. Biz bu açığı kapatmak için robotları kontrol edebilme yeteneğine sahip yazılımın kapsamını genişlettik ve ROBOCAM böylelikle doğdu. Artık bütün robotlu makinelerde kontrol ünitesi olarak çok rahat bir şekilde kullanılabiliyor” diye konuştu.

ROBOCAM ile birlikte operatörlerin program bilmelerine de gerek kalmadığını söyleyen Aydoğdu, şunları kaydetti: “Robot, ROBOCAM ile kendi programını kendisi yapıyor. Bu operatöre kolaylık sağladığı gibi robotun referans tanımlama işlemleri esnasında kaybedilen zamanlar da minimize ediliyor.”

Salgınlarda üretimin devamı için robotlu otomasyon sistemleri

Aydoğdu, robotlu otomasyon sistem ve yazılımlarının yanı sıra ürün verimlilik takip programları da geliştirdiklerini belirterek, üretimin geleceğini bu modellerin belirleyeceğini, Türkiye’nin de biran önce ve hızlı bir şekilde buna uyum sağlaması gerektiğini kaydetti. Bunun öneminin yaşanan salgın ile çok daha net görüldüğünü de sözlerine ekledi.

Kovid-19 salgınının sadece insanların hayatlarında değil toplamsal hafızada da büyük sarsıntılar yarattığını aktaran Aydoğdu, ekonomi ile üretimin de ciddi gerileme ve sarsıntılarla bunun dışında kalmadığını söyledi. Hastalıkla mücadele için uygulanan karantina koşullarına ve ölüm oranlarına da dikkati çeken Aydoğdu“Türkiye’de üretimin şu anda devam edebilmesi için insanların iş yerlerine, fabrikalara gitmesi gerekmekte. OysaAlmanya, Kore ve Japonya’dakiölüm oranlarının azlığı sadece sağlık sisteminin iyi olması ya da sadece alınan kararlarla alakalı değil. Bahsi geçen ülkeler robotlu üretim, otomasyon ve uzaktan takip sistemleri alanındaki yatırımlarıyla dikkat çekiyor. Kriz anlarında insanı koruyan ama üretimin de devamını sağlayan sistem ve modele sahip olmanız, yaşadığınız trajedinin boyutunu minimize edebiliyor. Bu üç ülkede bunu gördük” dedi.